Göreve İade Kararı Bak Bildirisi’ni İmzalayan Akademisyen Demirkent İhraç Edildi: İmzalamak Örgütle Bağlantınız Olduğunu Göstermez
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Barış İçin Akademisyenler (BAK) bildirisine imza attığı için OHAL KHK’sıyla ihraç edilen akademisyen Dinçer Demirkent’in görevine iade edilmesine karar verildi. Barış Akademisyenleri için emsal teşkil eden Ankara 21. İdare Mahkemesi kararında; Demirkent’in PKK/KCK ile iltisak ve bağlantısının tespit edilemediği, BAK bildirisini imzalamasının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu belirtildi. Kararda, Demirkent’in beyannameye imza atmasının, “Söz konusu beyannameye imza atmasının, davacının anılan örgütle irtibat ve mensubiyeti olduğunu göstermeyeceği değerlendirilmiştir” denildi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dinçer Demirkent, BAK bildirisini imzaladıktan sonra OHAL KHK’sı ile ihraç edildi. Demirkent, işe iade talebiyle Olağanüstü Hal Komisyonu’na başvurdu, ancak reddedildi. Komisyonun ardından Demirkent yargıya açıldı. Demirkent, işe iade talebiyle Ankara 21. İdare Mahkemesi’nde de dava açtı. Ankara Üniversitesi ise OHAL Komisyonu’nda devam eden süreçlere rağmen Demirkent davasının “zaman aşımı açısından reddedilmesi gerektiğini” savundu.
Mahkeme oybirliğiyle Demirkent’in görevine iade edilmesine karar verirken, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Danıştay kararlarına da atıfta bulundu. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin bir önceki ‘Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri’ kararına atıfta bulundu. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararında BAK imzalı akademisyenler, yerel mahkemelerin kararlarını eleştirerek, “Mahkemeler, beyannameyi yazan ve imzalayanların, Anayasa Mahkemesi’nin emriyle hareket ettikleri varsayımının ötesinde herhangi bir delil gösterememiştir. PKK” nedeniyle mahkûmiyet kararı aldı. Anayasa Mahkemesi de mahkemelerin cezayı gerekçelendirdiği BAK metni ile akademisyenlerin mahkemeye sunduğu metin arasında farklılıklar olduğunu belirterek, “Mahkemelerin kararlarına dayandıkları davetin esas olup olmadığı tartışmalıdır. ve başvurucuların Anayasa Mahkemesi’ne sundukları davet.” AYM kararının gerekçesi şöyle:
“Her halükarda kamu gücünü kullanan organların eleştiriye yanıt verme gücü ve imkânı, ülkedeki herkesten daha fazladır. Hele haksız saldırı ve eleştirilere yanıt verme olanağı bulunan durumlarda cezai kovuşturmaya başvurulmaması gerekir.” son derece saçma ve kayıtsız görünseler de muhaliflerin farklı şekillerde savunulması. Toplumsal sistemin gereklerine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Anayasa’nın 26. maddesi ihlal edilmiştir…”
“İMZALAMANIZ ORGANİZASYON İLE BAĞLANTINIZ VE KATILIMINIZ OLDUĞUNU GÖSTERMEZ”
Mahkeme, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın benzer kararlarına atıfta bulunduktan sonra, Demirkent’in PKK/KCK’nın talimatları doğrultusunda hareket edip etmediğini ve iltisakı olup olmadığını değerlendirdi. Mahkeme, “Dosyadaki belgelerden ve Anayasa Mahkemesi kararından, uyuşmazlık konusu beyannameyi imzalayan davacının teşkilat ve hukuken hareket ettiği varsayımının ötesine geçen hukuken kabul edilebilir bir tespitin olmadığı anlaşılmaktadır. PKK/KCK silahlı terör örgütünün emirleriyle gizli dayanışma.” Mahkeme, Demirkent’in beyannameyi imzalamasının sadece “söz konusu beyannameye imza atmasının, davacının anılan örgütle irtibat ve iltisakı olduğunu göstermeyeceğinin düşünüldüğünü” belirttiğini belirtti.
Ankara Üniversitesi 24 Ocak’ta alınan bu karara 30 gün içinde itiraz edebilir. Üniversite karara itiraz etmezse, ilk derece mahkemesinin bu kararı kesin olacaktır.